Polonya Kızı Vs Türk Kızı [Alıntı]

Merhaba, bir inceleme yazısı ile daha karşınızdayım.

EVS(Avrupa Gönüllü Hizmeti) ile polonyada hayatını devam ettiren bir arkadaşımın Türk kızı ve Polonya kızı karşılaştırması ile ilgili bir inceleme yazısını ilginize sunuyorum.

İyi okumalar.

- Bu yazı bir alıntıdır. -

Polonya Kızı vs Türk Kızı

Polonya’ya gideceğimi öğrenen tüm eş dost akraba arkadaş kim varsa, 
ağız birliği etmişlercesine “oranın kızları çok güzelmiş, seni çakal, hadi yine iyisin” 
tarzında yorumlar yaptılar. 
Karşılaştığım bir Allah’ın kulu da Polonya’ya neden gittiğimi sormadı,
varsa yoksa Polonya’nın kızları. En son, Elazığ’da mahalledeki hacı amca yolda beni durdurup 
“olum Polonya’da ne işin var? Oranın kızları çok güzelmiş, bize yaramaz ele yerler, gel vazgeç” demişti. Neyse, atladım geldim Polonya’ya, yerleştim, düzenimi kurdum derken
arkadaş çevresinden mesajlar gelmeye başladı. “Olum kızlarla aran nasıl?” 
“Nasıl bir şey yapabildin mi?” “Hele fotoğraf yolla da kızlara bakak” şeklinde bir sürü mesaj aldım. Eh hala da insanların bu konudaki merakı yatışmış değil. 
Dedim madem öyle, Polonya kızlarını kendi gözümden anlatayım; ama anlatırken de kanayan yaramız olan Türk kızları ile kıyaslayarak anlatayım. Başlıyorum:

-Evvela Polonya kızının kıl tüy sorunu yoktur. 
Kaşları her daim simetrik ve ölçülü şekilde alınmış, dudak çevresi zaten doğuştan tüysüz, 
kollardaki sarı tüyler ise mikroskopla bakılmadıkça görülemeyecek uzunluktadır. 
Bacaklarındaki tüyler ise doğru zamanda ve doğru yöntemle alındığı için herhangi bir 
pütürlenme ya da benek bulunmaz.

-Türk kızında ise genel olarak bir kıl tüy sorunu vardır. 
Özellikle anadolu ateşi diye tabir ettiğimiz ve sahip olduğu kol-favori ve ense kıl miktarı 
sağlıklı bir erkekten çok daha fazla olan grubun ciddi bir kıl tüy sorunu vardır. 
Kaşlar genel olarak alınmamış, adeta yolunmuştur. Yanlışlıkla göz göze geldiğinizde 
göreceğiniz ilk şey göz bebeği değil, yolunmuş parça pınçik edilmiş kaşlar olur. 
Kollar sanki bir yele, dudak çevresi ise genelde ergenlik dönemindeki bir erkek gibi sürtünme katsayısı son derece yüksektir.  Bacaklardaki kıllar için ise genellikle sir ağda 
tercih edildiğinden bacakların büyük kısmı yara, bere, pütür ve benek doludur.

-Polonya kızı asla destekli sutyen kullanmaz. Zaten Polonya kızının göğüsleri
olması gerektiği kadar büyük ve dik olduğu için böyle bir şeye gerek de duymazlar. 
Hanım hanımcık normal sutyenleri kullanıp kimseyi kandırmazlar.

-Türk kızı ise genel olarak destekli sutyen kullanma eğilimdedir. 
Zaten yeterince küçük ve biçimsiz olan göğüslere sahip olan türk kızı, 
destekli sutyen kullanarak çoğu insanın hayalleri ile oynamakta ve en başta da 
kendini kandırmaktadır.

-Polonya kızı, dekolteyi sever, dekolte giymekten hoşlanır, 
dekolte giydiği için herhangi bir bakışa maruz kaldığında buna tepki göstermez, 
aksine mutlu olur, memnuniyet duyar. Çünkü bilir ki dekolte giymesindeki 
amaç dişiliğini ortaya çıkarmaktır. Haliyle kendisine yönelen bakışlar aslında 
dişiliğine yönelmiştir. Bu durum Polonya kızının gururunu okşar, 
kadınlığı güçlendirir.

-Türk kızı ise sırf dekolte giymek için dekolte giyer, sırf dekoltesi için giydiği 
kıyafeti de orası burası açılmasın diye çekiştire çekiştire mundar eder. Hele ki 
göğüs dekoltesi var ise, olur da yere eğilmesi gerektiğinde anlık bir seferberlik
 ilan eder, eğilirken önce gögsünü sonra da sırtını kapatır. Kendisine yönelen
bakışlara genel olarak “ ne bakıyorsun hayvan! Açıkta bir şey mi gördün?” 
diye tepki verir, “ hass.ktir ulan it! Sen git anana bak!” diye de ekler. 
Evet açıkta bir şey var ama o dişilik falan değil, bildiğin kezbanlık.

-Polonya kızı zaman zaman babet giyer, ama babeti asla çorapsız giymez. 
Giydiği babet asla ayak serçe parmağının yarığını ortaya çıkarmaz, aynı şekilde 
Polonya kızı ulu orta babetini çıkarıp ayağını kaşımaz ya da parmaklarının 
arasını ovalamaz.

-Türk kızı ise sürekli olarak babet giyme eğilimindedir. Genel olarak naylondan
 yapılan babetleri tercih eden türk kızı, naylon giymenin en önemli getirisi olan
 ayak teri sorunu ile karşı karşıyadır. Zaten çorapsız giydiği için babeti, 
ayaklarının terini silmek zorunda kalan türk kızı, bunun için sağ ya da sol 
elini kullanır. Hiç çekinmez, herkesin ortasında babetini ayağından çıkarır 
ve ayağını baldırına sürmek ya da diğer ayağının parmaklarını kullanmak 
suretiyle kaşır, yetmezse bir köşeye geçip elleri yardımıyla ayağını siler, 
okşar hatta parmak aralarını karıştırır. Sonra da yola devam eder.

-Polonya kızı kibardır, yardımseverdir, anlayışlıdır. 
Sokakta yürürken durdurup herhangi bir soruyu sorabilir, her türlü konuda 
yardım isteyebilirsiniz. Bilir ki, toplumsal hayatın gereklerinden biri de 
çevrene ve topluma karşı yardımsever ve açık olmaktır. Medeni insanın 
hali başka canım.

-Türk kızı ise kapı komşusuna karşı dahi her an yüz kaplan gücünde saldırıya 
geçmeye hazırdır. Ola ki yolda tanımadığın bir türk kızını durdurup 
soru sormaya kalkarsan, önce “pis sapık ben senin bildiğin kızlara benzemem” 
diyerek kendisini yüceltir, hala orada isen de çantası ile kafana 
vurmaya çalışıp “imdat taciz var!” diye yakarır. Henüz toplumsal yaşama
 ayak uyduracak kadar evrimleşemediği için, toplumsal yaşamın gereklerinde 
de bihaberdir. Taş yok mu taş?

-Polonya kızı, uzaktan etkileşimlere açıktır. Cafede, barda, otobüste ya da 
sokakta kendisine bakan birini gördüğünde insan gibi davranıp karşısındakinin 
kendisine ne amaçla baktığını anlamaya çalışır. Anlayış gösterir, zaman tanır. 
Kendisine bakmakta olan kişinin ısrarını görünce ona yaklaşır ya da onun 
yaklaşması için fırsat tanır. Kendisine bakan ya da türk kızının deyimiyle 
kendisini kesen kişinin ilk etapta cinsel bir beklentisinin olmadığını bilir, 
sohbet etme talebini geri çevirmez, bundan hoşnut olur.

-Türk kızı ise uzak yakın ara sıcak her türlü etkileşimlere kapalıdır. 
Ola ki tesadüfen bir tanesini kesmeye kalktınız, türk kızının ilk 
tepkisi içten içe gülümseyip gözleriyle yukarı bakıp “ hanimiş ben oy 
ben bana kurban olam” nidaları eşliğinde nasıl bulunmaz bir nimet olduğunu 
düşünmektir. Ardından bakışları size yönelecektir. Hala ona bakıyorsanız, 
önce gülümsemesi silinecek, sonra etrafı kıl tüy dolu dudaklarından 
“ne bakıyorsun bee!” cümlesi dökülecektir. Bakışmaya devam ederseniz, 
muhtemelen eliyle “s.ktir” hareketi de yapacaktır. Sakın ola gidip masasına 
oturmaya ya da yanına yaklaşmaya kalkmayın, potansiyel tacizci damgası 
yemeniz an meselesidir.

-Polonya kızı kendine bakar, kilosuna dikkat eder. Sokağa çıktığınızda
 kilo problemi olan, göbek yapmış, orasından burasından yağ fışkıran 
bir Polonya kızı görmeniz pek de mümkün değildir. Olabildiğince fit, 
alımlı çalımlı ve düzgün fiziklere sahip olmakla beraber bu fiziği düzenli olarak
 bisiklet kullanmaya borçludurlar.

-Türk kızı ise saldım çayıra mevlam kayıra modunda olup, 
genel olarak basenleri omuzlarından daha geniştir. İngilizlerin 
couch potato dedikleri formattaki vücutları, pantolonun üzerinden 
sarkan göbek ve yanlardan fışkıran yağlar ile tamamlanmıştır. 
Sahip olduğu bu cüsseyi, düzenli olarak yediği gofret, nutella ve 
arkadaşlarla gidilen toplaşmalarda tüketilen pastalara borçludur. 
Kısacası yemiş s.çmamış.

-Geldik en son ve en önemli farka; Polonya kızı asla şeffaf 
sutyen askısı kullanmaz. Sutyen askısının görünmemesi gereken 
bir kıyafeti var ise, sutyen takmaz ya da askısız sutyen kullanır, 
kabak gibi sırıtmaz.

-Türk kızı ise her an şeffaf sutyen askısı kullanma eğiliminde olup, 
sanki elinde şeffaf sutyen askısı ile doğmuş gibidir. 
Kot pantolon üzerine giydiği atlet vari şeyin omuz bölgesi 
açıkta olduğundan, mümkün olduğunca şeffaf sutyen askısı 
kullanarak “bende buradayım” mesajı vermeye çalışır. 
Üstüne üstelik o askılar ile fotoğraf çektirir. Flaş patlar ve 
askılar parıldar. 
Sanki bir şey taşıyorlarmış gibi.

Yine de türk kızına haksızlık etmemek lazım. Türünün tek örneği olmakla
 birlikte mümkünse kafeste falan saklanmalıdır. 

Şairin dediği gibi, çirkin kızlara tır çarpsın.

-Bu yazı alıntıdır.-

Yazardan izin alınmıştır.

Kaynak; http://basarinevsgunlugu.blogspot.com/2012/10/polonya-kz-vs-turk-kz.html

Sevgi ve dostlukla kalın.

Aksi.